12 Aralık 2009 Cumartesi

isviçre çakısı

ben isviçre çakısı gibi olmak istiyorum.ufak,portatif ama fonksiyonel..

tırnaklarını vücuduma geçirmeye yeltenen canavarların tırnalarını "çıtanak " diye kesebilen tırnak makasım,dişleri arasında henüz yediği bedenlerden parçalar kalmış canavarın dişleri arasındaki o parçaları çıkartabilecek bir kürdan,ambalajlı denyoların konserve beyinlerini çıkarabileceğim konserve açacağı,ağlamamaya ve uyanmamaya yeminli gözkapaklarını açabileceğim(bazen tersi de olabiliyo) ve gevşeyen civatalarımı ellerim ile sıkabileceğim bir tornavida..şarabımın mantarını parmağımla açmak istiyorum mantara bağlamadan.(bnz:mantara bağlamak)çam çakısı çoban armağanı bile olmak isteyebilirim ,o derece tehlikeliyim;isviçre çakım var yaklaşmayın

Canlı bomba adaylarıyla iş görüşmesi


demek iş için beni arayan sizdiniz.
-evet.çok hırs yaptım kendimi bomba gibi hissediyorum,buraya gelmeden önce 46 şınav çektim..
-hmmm.46 sayısı çok sembolik geldi bana.Peki en sevdiğiniz kıyafetiniz?
-evet abi ben deli gömleğimi bi de bombalı yelek çok severim boş zamanlarımda isterim yani abi ben hep canlı bomba insanın kendine yakışanı giymesidir felsefesini benimseyerek yaşadım beyfendi bilakis..
-tamam işe alındın o halde seni delii
-eheühüehüe
-niye şınav çekiyosun?
-sevinince ben..bi de pimi çekicem ya o bakımdan şey ettim yanii..
-hadi aslanım bu sene patlama yapacaksın şimdiden görebiliorum akibetini.
-bi şarkı söyliyeyim mii?
-yok sonra…yarın gel işe başla..
-biliyordumm biliyorduuumm
Melabaa.iş ilanı için gelmiştim de, bütün iş başvurularım patladı ne iş olsa yaparım abiii
-hHmm demek ööle, bu sefer siz patlama yapacaksınız anlaşılan
-Evet abi geçmişime pim çekmek istiyorum
-Pekii kaynıyarık neyden yapılır?
-Patlıcam.
-Güzeell.askerliğinizi yaptınız mı?
-eevet,intihar komandosu olaraktan.
-En sevdiğiniz şarkı?
-Bombaaa rep şeklinde geliyo ipin ucunu yaktık ateş devam ediooo…
-Fobiniz var mıdır peki?
-Çektiğim pimin tutukluk yapması
-Tamam.iş sizindir..
-Hedeehüdee:S



8 Aralık 2009 Salı

kürk karı kürk

yapaylarına bir şey demiyorum da sükse yapmak için kendinizi zengin ve güçlü hissetmek için giymeyin şu hayvanları sırtınıza.yapaylarını giyin vermeyin onca para.hayvanlar sizden insan ulan.bak çok kızdım ve içerledim ki vahiy yumurtladım

de ki;
iki ayaklı bazı hayvanlar vücutlarındaki kılları beğenmeyip epilasyonla onları aldırıyorlar ama dört ayaklı hayvanların vücudunu kaplayan kıllı kürklerini de aldırıp! daha şık gözükmek için satın alıyorlar ve bununla övünüyorlar.onların yeri kafestir.(nckcve:7/24)

limon sıkacağı gibi dolaşırsınız ancak,sıkıcam sizin beyninize limonu o olcak.

Neymiş efendim!?

nerden bulurlar kim uydurur bu aforizmaları hiç belli değil.neymiş efendim;

"kader sana hayat diye ekşi bir limon uzattıysa sen üstüne tekila ve tuz iste"ymiş
piüü lafa bak.ulan ekşi olmayan limonu kim kaybetti siz buldunuz.ne yani, kader bize hayat diye türbüşon uzattıysa biz de üstüne mantar ve dolu bir şarap şişesi mi isteyeceez.
kader bize hayat diye "bombok" uzattıysa biz de bok böceği mi isteyecegiz_? off course my horse. ben olsam isterdim.
"seviyorum diyorsa bırak gitsin geri dönerse senindir dönmezse asla senin olmamıştır"
bu ne ya,manyağa bak.ulan niye bırakıyorsun bumerang mı lan bu geri dönsün?vurgulu bir tonda söyleyince ilk saniye etkili gibi geliyor ama beyne girince cümle beyinsizleşiyo.
dur bakiim yaa bu konuya takiiym kendimi,aklıma gelirse yazayım bööle aman da aman aforizma sıçmıklarını

günün şarkısı

hey internet kuşları!size bi link vereyim mi?
--eveet veeer
BLİNK 182
kxcbcjvx
http://fizy.com/s/16c5cw

İranda uranyum da robot da var.

91 yılında biz oduncu gömleği giyerken iranlı uzaya çıkmış, elektro bugi yapıyo robotlarla geziyo evde.biz o yıllarda hakan peker dinlerken adamların dinlediği müzige bak.düğün evi ha bir de burası..
baskı rejimine karşı, cyberpunk iranlının dansıyla mücadelesinden bir görüntü;)






6 Aralık 2009 Pazar

Değişik Planlarım Var!

Su deyip geçme sudan herşey gelebilir, anaconda bile...

Köyde yaşayan kadınlarımız vakti zamanında, ellerindeki su testilerini doldurmak için çeşme başlarında uzunca zaman geçirdiler. Buralarda dedikodular yapıldı, gelin adayları seçildi ve çirkin olanlar güzel olanlarla kavga edip onların saçını çekti. Köyün erkeğine de çeşme başında bidon doldururken ıslanan seksi kadınlar çekici geldi, onları kesmeye başladılar bıyık burarak. Az manita ayıklanmadı çeşme başından. Sudan gelen izdivaç: sudan gelen güzellik...

Eşek gözlü Türkan Şorayı en az 8 kere çeşmeden su doldururken gördüm ve en az sekiz kere de manitayı kesmeye gelen bıyıklı adamı... Su içme bahanesiyle manitayla konusup onu tavlayabilir. Hayatına güzellik katar...

Deniz var bi de, su olmasa tuzlu ya da tuzsuz kimse kumda akşama kadar malak gibi yatmaz (malakdan da bahsederek boş zmanlarımda hayvanlı belgesel izlediğimi ve eşek, sıpa dışında hayvan bildiğimi kanıtlama amacındayım) neyse, yüzmeye ve güneşlenmeye gidiliyor plaja; kostümler de mayo, bikini, şort ve beyaz don. Hal böyleyken hatun kısmı bikinilerini mayolarını giyip denizde Banu Alkan styli yüzme ve anlamlandıramadığım bir takım hareketler ile çok şuh gözüküyorlar. Serpil Çakmaklı bile denizden havuzdan çıkarken gözümüze fıstık gibi manita gelmedi mi Banu Alkan gibi. Zaten kızlar da isimlerinin yanına su eklemiyorlar boşuna , suda bi keramet var işte..

Bir yandan eşek sudan gelene kadar dayak yiyen kadınlar diğer yandan eşek sudan gelene kadar güzel olmak isteyen sosyetik kadınlarımız. İkinci yandaki kadınlar suyun mucizesini farkettiler ve güzelliği suda aramaya başladılar. Spa yani sudan gelen sağlık, güzellik; su yosunu, mineraller vs ile kazanılmaya çalışılan bir yeni nesil bakım kürüdür. Kadınlara o iğrenip kaçtıkları deniz anası güzelleştiriyor desen onu da sürerler bi taraflarına.

Fazla uzatmadan, kolay para nasıl kazanılır diye düşünürken spa merkezi açmaya finansal gücüm yetmeyeceğinden ben de SPA GÜZELLİK MERKEPİ açmaya karar verdim. Çalışma prensibim şöyle olacak; güzelleşmek için gelen kadınları yukarıdaki örnek fotoda görüldüğü üzere personelim Kayıkçı Eşek Salih ile gölde gezintiye çıkaracağım. Zira eşek sudan gelene kadar güzellik kazanma garantisi sunuyorum. Sloganım da bu zaten. Sandalda misafirimiz gezinirken (misafir diyorum çünkü müşterilerimi misafir gibi ağırlarım) güzellik uzmanım Eşek Salih tarafından yalanma suretiyle önce tendeki ölü bakteriler ve derilerden arındırılacak ve hücrelerin daha fazla oksijenlenmesi sağlanacak, böylelikle ışıl ışıl ve sağlıklı olacaksınız.


SPA GÜZELLİK MERKEPİ
EŞEK SUDAN GELENE KADAR...

28 Ekim 2009 Çarşamba

sapan


sapanla insanlık aramak..sapanı yere ters Y şeklinde tutmak değil durum,yerde su yok,canavar da yerde değil.sapanla insanlık,barış,huzur aramak su aramaktan zor,tanklar su tankı değil.sapanla özgürlügü aramak..sapandaki taşa karşılık taş üstünde taş bırakmamak..yine de sapanla barış,özgürlük aramak..tanklar su tankı değil..
çocukların oynadığı şeylerin adının bombalara konulması da ne demek oluyor?çocukların oyunu gibi değil oynananlar,misket bombası götünüzde patlasın savaş patronları.

17 Nisan 2009 Cuma

böyle bitmez tabiki

...adam tekerlekli sandalyesine sürünerek uzandı ve oturdu.yazlık açık sinemaya gitmek istiyordu,arabaların arasında sinema izlemek;arabanın içindekileri film arasında bile göremeyecek olsa bile.yazlık sinemaya doğru yol aldı.yolda elleri ile sandalyesini ilerletirken bir yandan da büfeden aldığı birasını yudumluyordu.yazlık sinemaya doğru ilerlerken yerde bir kağıt ve hemen yanına bir kalem gördü.kağıdı uzanıp aldı.kağıdın üzerinde kaktüs resmi vardı ve kağıt ıslaktı.bunun nedenini düşünürken yazlık sinemaya vardığında film başlamıştı ve izlemeye koyuldu.sağında solunda arabalar içinde insanlar film izliyordu,tekerlekli sandalyesi de araba sayılırdı,ne de olsa tekerlekleri vardı ve ayaklarını yerden kesiyordu..bunları düşübirden;ndükten sonra sinema perdesine baktı ve filmi izlemeye koyuldu. filmdeki karede;elinde kahve fincanı olan ve kahveyi içen kişiye fal bakan bir kadın vardı ve falcı,kadına "üç vakte kadar ıslanacağını "söyledi,"yağmur berekettir bolluk yaşıyacaksın hadi gözün aydın"dedi.gökgürültüsü ile irkildi adam;yağmur yağmaya başlamıştı şiddetle...adam ıslandı ıslandı ne yapacağını şaşırdı zira üstü açık arabayı tercih ederdi hep.diğerleri ıslanamayacak kadar şansızlar diye geçirdi içinden, gözü tekerlekli sandalyesinin yanına koyduğu(yerde bulduğu) kağıda ilişti.şimdi daha dikkatli ve daha anlamlı baktı kağıttaki çizime.ıslak kağıttaki kaktüs..kaktüs kendisiydi...kaktüsler her zaman ıslanamazlardı ama her zaman suya da ihtiyaç duymazlardı.kalemle bişeyler çizmek istedi oraya ama kağıt ıslaktı ve hala ıslanmaktaydı kendi gibi..(devam eder bu)